Türk televizyon tarihine damga vurmuş diziler

0
Ajanda İstanbul

Yeni tip koronavirüs Kovid-19 salgınının iyiden iyiye yayılması ve hayatımızı ele geçirmesiyle birlikte evlere kapandık. Kendimiz ve sevdiklerimiz başta olmak üzere tüm ülkenin sağlığını korumak adına bunu yapmak durumundayız. Böyle bir süreçte televizyonlardaki diziler ve programlar da tatile girdi. Kalabalık setlerin kurulmasına kim bilir daha kaç ay var… Bu nedenle TRT ekranlarında zamanında çok sevilen ve büyük bir keyifle takip edilen gençlik dizisi 7 Numara ve bir zamanların efsanesi Perran Kutman ve Şevket Altuğ’u yan yana getiren Perihan Abla dizilerinin tekrarları yayınlanacak. Biz de Ajanda İstanbul olarak buradan yola çıkarak yeniden ekranlarda görmek istediğimiz Türk televizyon tarihinin en unutulmaz dizilerini sizler için derledik. Ama şunu da söylemek de fayda var. Bu diziler 2000’lerde hayatımıza giren çok sevdiğimiz yapımların birçoğuna yer vermiyor. Bu liste biraz daha eskilere götürecek.

Hemen hemen birçok listede yer alan; İkinci Bahar, Behzat Ç, Leyla İle Mecnun, Asmalı Konak, Kuzey Güney, Aşk-ı Memnu, Adını Feriha Koydum, Poyraz Karayel, Ezel, Karadayı, Suskunlar, Mutlu Ol Yeter, Ekmek Teknesi, Öyle Bir Geçer Zaman Ki, Ruhsar, Yılan Hikayesi, Yarım Elma, Avrupa Yakası, En Son Babalar Duyar, Evdeki Yabancı, Hayat Türküsü, Koçum Benim, Eyvah Babam, Arka Sıradakiler, Lise Defteri, Hayat Bilgisi, Kampüsistan, Çocuklar Duymasın, Sihirli Annem, Canım Ailem, İşler Güçler, Kardeş Payı, Yalan Dünya gibi yapımlar da gerçekten çok fazla fanı olan efsane işlerdi. Ama bu listeyle biraz daha hafızamızın derinliklerinde kalan çok ama çok sevdiğimiz yapımlara yer vereceğiz. Yazması bizden; okuması ve izlemesi sizden! Keyifli okumalar… Keyifli seyirler…

Perihan Abla

Öncelikli olarak yeniden gösterime gireceği garanti edilen dizilerden başlayalım dedik. Perihan Abla Türk televizyon tarihindeki en unutulmaz yapımlar arasında yer almayı hak ediyor. 1986 ve 1988 yıllarında ekranlara gelen aile dizisi İstanbul Üsküdar’da bulunan Kuzguncuk Mahallesi’nde geçiyor. Tarihi dokusu ve sıcak mahalle ortamıyla dikkat çeken Kuzguncuk, günümüzde de bu özelliklerini koruyabilen nadir mahallelerden bir tanesi. Hatta diziyle özdeşleştiği için dizinin isminde bir sokağı da var, Perihan Abla Sokağı. İki kardeşine bakmak zorunda olan Perihan ve ona aşık Şakir’in hikayesinin anlatıldığı dizinin arka fonunda ise eski İstanbul sokakları ve mahalle kültürü yer alıyor. TRT ekranlarında yeniden gösterime giren dizi, koronavirüs günlerinde yeniden hayatımıza da girmiş oldu.

7 Numara

Farklı şehirlerden İstanbul’a üniversite okumaya gelen Armağan, Rüya, Cansu ve Ayten bir eve çıkmaya karar verir. Yakın arkadaşlar ailelerinden uzakta okudukları İstanbul’da hiç çocukları olmamış ama birbirlerini deliler gibi seven Zeliha ve Vahit çiftiyle tanışır. Bu çiftin üst katındaki ev tam da bu dört kafadara göredir. Ancak Vahit ve Zeliha’nın hayatındaki tek yenilik kızların üst kata taşınması olmayacaktır. TRT ekranlarında yayınlanan ve yayınlandığı dönemde Türk izleyicisi tarafından büyük ilgi gören 7 Numara dizisi şimdi yeniden kanalda izleyicisi ile buluşmaya başladı. Türkiye’nin ilk gençlik dizilerinden bir tanesi olma özelliğine sahip bu dizinin arka planında ise sıcak aile ilişkileri, dostluk, aşk ve tabi yine eski İstanbul var. Ailecek oturup keyifle izlemeniz dileğiyle…

Uzaylı Zekiye

Seden Kızıltunç’un hem başrol oyunculuğunu hem de senaristliğini üstlendiği dizi 1987 ile 1990 yılları arasında TRT ekranlarında yayınlanan Uzaylı Zekiye yine Türk izleyicisi tarafından oldukça büyük ilgiyle karşılanmış yapımlardan bir tanesi. Bir takım kozmik olaylardan etkilenerek süper yetenekler kazanan ancak kendi hayatında alık biri olan Zekiye’nin bu süreçte yaşadığı maceraları konu edinen dizi fantastik bilim kurgu türünde Türkiye’de ilk ekranlara konulan işlerden birisi belki de. Bölümlerini internetten ve çeşitli platformlardan izleyebilirsiniz. Ancak yeni tip koronavirüs Kovid-19 pandemisi nedeniyle karantinaya girdiğimiz şu günlerde TRT bir sürpriz daha yapıp 7 Numara ve Perihan Abla dizileri gibi Uzaylı Zekiye’yi de tozlu arşivlerden çıkarsa hiç de fena olmaz değil mi?

Bay Kamber

Türk sinemasının efsanevi komedyeni Kemal Sunal ile Ebru Şimşek’in başrollerinde oynadığı Bay Kamber dizisi 1994 ile 1995 yılları arasında Star TV’de yayınlanan bir dedektif dizisi. Dizide bir dedektif ve onun asistanının ilginç ve bir o kadar da komik maceraları konu ediliyor. Kemal Sunal’ın daha ileri dönemlerine denk gelen dizide daha önceki polisiye alanda dizilere komik göndermeler yapılıyor, adeta alttan alta bu türdeki ciddi işler tiye alınıyor. Keyifli ve eğlenceli dizide Bay Kamber’i canlandıran Kemal Sunal ve onun zeki ve yetenekli asistanı Pınar’ı canlandıran Ebru Şimşek adeta maceradan maceraya koşuyorlar. Sadece 13 bölüm 1 sezon şeklinde gösterilen dizi de yeniden Star TV ekranlarında yayınlansa tadından yenmez bizce. Siz ne dersiniz?

Süper Baba

Bana bir masal anlat baba! Kimin gözleri domaz yüreği sevgiyle dolmaz ki bu şarkıyı duyduğu anda. Kalbimizin en gizli ama derin köşesinde varlığını ilelebet sürdürecek Türk televizyon tarihinin en sıcak, en keyifli en samimi dizilerinden bir tanesi Süper Baba. 3 çocuklu bekar baba Fikret Aksu hayatının aşkı İpek’le evlenmek yerine zengin ve nüfuzlu bir kadın olan Şule ile evlenmeyi seçmiştir. Ancak zamanla geçinemeyen ve araları açılan çift boşanır. Fikret çocuklarıyla birlikte yaşamaktadır. Fikret, çocukları, Şule, İpek ve ağabeyi ile mahalledikilerin etrafında dönen dizi aynı zamanda 1990’ların Türkiyesine de ayna tutabilen nadide bir yapım. Hatta zamanın başbakanı Tansu Çiller’in mahalleliler tarafından eleştirilmesi günümüzde asla şahit olamadığımız sahnelerden birisi olması nedeniyle son derece popüler ve önemli. ATV ekranlarında uzun süre yayınlanan ve adeta milyonları ekranı başına kilitleyen dizide başrollerde Şevket Altuğ, Jülide Kural, Seray Gözler, Bennu Yıldırımlar, Sümer Tilmaç, Şevval Sam ve Sevinç Erbulak gibi hala daha televizyonlarda izlemeye devam ettiğimiz efsanevi oyuncular yer alıyor. Ajanda İstanbul ailesinin en favori işlerinden bir tanesidir kendisi aynı zamanda. Sadece karantina döneminde değil hep ekranlarda görmek istediğimiz bir dizi.

Mahallenin Muhtarları

Türk televizyon tarihinin en uzuk soluklu dizilerinden bir tanesi olan Mahallenin Muhtarları tam 10 yıl boyunca ve 337 bölüm şeklinde seyircisiyle buluştu. Zamanında çok büyük ilgi gören ve 7’den 77’ye herkesin adeta bağımlısı olduğu bu mahalle ve aile ilişkileri komedisinde başrollerde Erkan Can ve Aydan Burhan yer aldı. Mahallelinin maceraları ile kahve işleten Temel ve büyük aşkı muhtarın kızı Fadime ile olan maceralarına yer verilen dizinin ilerleyen bölümlerinde diziye Esra Akkaya Şirin rolüyle giriyor. Temel ve Şirin aşkı da yıllarca dizide gelişip büyüyor. Kandemir Konduk tarafından yazılan dizinin yönetmeliklerini ise Oğuz Yalçın, Filiz Kaynak, Avni Kütükoğlu ve son olarak da Nursen Esenboğa yaptı. Yeniden ekranlarda görmek isteyeceğimiz unutulmaz dizilerden.

Bizimkiler

1989’ta başlayıp 2002 yılına kadar devam eden dizi Türkiye’nin Arka Sokaklar ile birlikte en uzun soluklu dizisi. Hatta Arka Sokaklar Bizimkiler’in en uzun soluklu dizi unvanını elinden aldı son olarak 14. sezonu da geride kaldı.  Bir apartmanda kardeşlerin ve eltilerin ve onların çevresindeki diğer komşuların hikayelerinin anlatıldığı dizide ailelerden birinin oğlu olan Ali olayları anlatıyor. Sevim kooş!, katiiil ayol, ibikçiğim, kedi babası ne olacak?, replikleriyle hafızamıza kazınan dizinin o kadar büyük bir oyuncu kadrosu var ki adeta her birisi bir efsane. Yeniden ekranlarda görsek pek güzel olur sanki!

Ferhunde Hanımlar

Türk televizyon tarihinin günlük olarak yayınlanan en uzun soluklu dizilerinden bir tanesi Ferhunde Hanımlar. Ferhunde Hanım, ailesi ve yakın çevresinin hikayelerinin konu edindiği dizi yayınlandığı dönemde Türk izleyicisi tarafından çok büyük ilgi gördü. Sıcak aile ilişkilerine değinilen ve arka planına dostluk ve aşkı alan dizi 1993 ve 1999 yılları arasında seyricisi ile buluştu. Başrollerinde; Beyhan Saran, Melek Baykal, Güven Hokna, Şahap Sayılgan ve Baykal Saran’ın yer aldığı dizinin senaristliğini ise Yeşim Olcay, Sevim Hazel Ünsaal ve Gülsüm Kaplan üstlendiler. Şöyle öğle kuşağında yayınlasalar da çayımızı kahvemizi alıp ekran başına kurulsak keşke!

Baskül Ailesi

Türkiye’nin stüdyo ortamında çekilerek dış mekan algısı yaratılan ilk sit-com tarzı dizisi Baskül Ailesi alanında öncü ve kendinden sonra stüdyo ortamında çekilen tüm komedi tarzı dizilere örnek olmuş bir dizi. Fazla kilolu bir anne, onun zayıf kocası ve ailenin fazla kilolu farklı yaşlardaki 3 kızının hikayesinin anlatıldığı dizide Defne Yalnız, Ayberk Atilla, Çiçek Dilligil, Gamze Gözalan, Tijen Par, Dolunay Soysert, Şoray Uzun ve Şafak Sezer başrolleri paylaşıyor. 1990’lı yıllarda başlayan çeşitli kanallara transfer olan dizi, 2000’li yılların başına kadar devam etti. Özelikle de 90 kuşağı çocuklarının hafızalarında çok önemli bir yere sahip olan Baskül Ailesi de yeniden ekranlarda görmek istediğimiz diziler listesinde ilk sıralarda yer alıyor.

Çılgın Bediş

90 kuşağının aklından çıkmayan dizilerden bir tanesi de şüphesiz ki Çılgın Bediş. Yonca Evcimik’in Çılgın Bediş’i canlandırdığı dizi ünlü karikatürist Özden Öğrük tarafından 1976 yılından beri Gırgır Dergisinde çizilen Bediş karakterinin maceralarının ekrana uyarlanmış hali. Çılgın bir lise öğrencisi olan Bedia’nın maceralarının anlatıldığı dizide Mükü karakteriyle Çiçek Dilligil ve Bediş’in aşık olduğu çocuk Oktay karakteriyle de Cenk Torun oynuyor. 1996 yılından farklı kanallarda 2001 yılına kadar 4 sezon devam eden dizi zamanında çok büyük reyting almış ve bu türdeki yapımların da önünü açmıştır. Dizide rol alan diğer karakterleri ise Settar Tanrıöğen, Selma Sonat, Sinan Bengier, Gülçin Hatıhan, Ayten Erman, Ayten Uncuoğlu ve Dolunay Soysert canlandırmıştır. Bir küçük not daha paylaşalım. Dizide Oktay karakterini canlandıran Cenk Torun’a dizi boyunca ünlü televizyoncu Yekta Kopan dublaj yapmış. Yeniden ekranda gördüğümüzde yüzümüzde güller açacak dizilerden. Çılgın Bedişim yok başka işim. Silerim yüzünü baştan çizerim. Dünya dursa ben yine dönerim. Çılgın Bedişim yok başka işim… Elim dursa durmaz ki dilim… Şarkısı da kulaklarımızda yankılanmaya başladığına göre bu iş tamamdır.

Sıdıka

Başrollerini Hasibe Eren ve Füsun Önal’ın paylaştığı zamanın en iddialı ve en dikkat çeken işlerinden bir tanesi olan Sıdıka dizisi adeta Türk toplumunun aksayan yönlerine de ayna tutmuş zamanında. Eskiden kadın karakterlerin ve kadın komedyenlerin başrollerde oynadığı ve illa ki güzel bir aktris ile yakışıklı bir aktöre ihtiyaç duyulmayan zamanlardı. Daha çok aile dizileri ve durum komedileri izleniyordu. İnsanlar dizi izlerken hem eğleniyor hem de bilgileniyordu. Sıdıka da bu dizilere en güzel örneklerden bir tanesi işte. İstanbul’un fakir semtlerinden birinde yaşayan Saka ailesinin kız çocuğu olan Sıdıka kendisine diretilen ev kızı olma rolünü asla kabul etmez ve geleneksel tarzdaki annesi ile sürekli çatışır. Ağabeyine laf sokmaları ile evde sürekli çeşitli atraksiyonlar yaratan Sıdıka, kendisini ailesine rağmen eğitebilmiş ve vizyon sahibi bir insan olmayı başarmıştır. Geleneksel yapıdaki ailesi ile sürekli çatışan Sıdıka’nın maceralarının anlatıldığı dizi Show TV ekranlarında 1997 ve 2003 yılları arasında izleyicisi ile buluşmuştur.

Kara Melek

Zamanında iki kadın karakterin başrolde olduğu ilk dizi belki de Kara Melek. 1997 ile 2000 yılları arasında Star Tv ekranlarında gösterilen dram aksiyon türündeki dizi yayınlandığı ilk günden itibaren Türk izleyici tarafından büyük ilgi gördü. Yasemin karakterini canlandıran Sanem Çelik ile Şule karakterini canlandıran Ece Uslu’nun başrollerini paylaştığı dizi iki yakın kadın arkadaşın birbirlerinin hayatındaki rollerinin değişmesini konu ediniyor. Her türlü entrikayı çevirerek nüfuzlu bir yaşama sahip olmak isteyen Yasemin, her şeye sahip Şule’nin etrafındaki insanlar üzerinde çeşitli oyunlar oynuyor. Entrika, şantaj, şehvet, dram, aksiyon ve gerilim unsurlarının bolca serpildiği dizi zamanının ilerisinde bir dizi olarak kabul ediliyor. Dizideki diğer rolleri ise ünlü oyuncular Ziya Kürküt, Mustafa Alabora, Mehmet Ali Alabora, Zehra Alptürk canlandırıyor. Hafızalarımızdan silinmeyen dizinin jeneriğini biraz hatırlayalım mı ne dersiniz? Sevdim dedin hiç sevmedin sen kimleri mahvettin, Karaaa Meleeek… Hem melek hem de şeytan ağlayan ve aldatan aynı insan. Kimsin sen?

Kaygısızlar

1994 yılında başlayıp 1998 yılına dek birçok farklı kanala transfer olarak 4 sezon şeklinde yayınlanan 90’lı yılların efsane komedisi Kaygısızlar Tükenmezkalem Film Grubu tarafından yazıldı. İsimleri birbiriyle kafiyeli -Sabriye,Terbiye, Kafiye- 3 karısı ve 36 çocuğuyla birlikte Ordu’dan kalkarak askerlik arkadaşı İsmail ve eşinin yanına yerleşen Memnun Kaygısız ve etrafındakilerin hikayesini anlatan dizi, Türk televizyon tarihinin en absürt en unutulmaz yapımları arasında yer alıyor. İlk olarak Kanal D’de yayımlanan dizi sırasıyla Star TV, Kanal 6 ve yeniden Kanal D ve son olarak da Star TV ekranlarında gösterilerek final yaptı. Ercan Yazgan, Ayşen Gruda, Halit Akçatepe ve Gülçin Hatıhan’ın başrollerinde olduğu diziyi de yeniden ekranlarda görmek isteriz.

Gençler

Listemizi adeta büyük bir bombayla kapatıyoruz. Türk televizyon tarihinin ilk gençlik dizisi olarak bilinen Gençler isimli dizi TRT 1 ekranlarında 1989 ile 1990 yılları arasında yayınlandı. Farklı şehirlerden İstanbul’a üniversite okumaya gelen ve aynı evde yaşamaya başlayan dört kafadarın hikayesinin anlatıldığı dizi sadece 1 sezon sürdü. Ancak tüm Türkiye’nin aklında ilk gençlik dizisi olarak kalmayı da başardı. TRT arşivden çıkararak tüm bölümlerini youtube kanalına yüklemiş. Ziya Kürküt, Oktay Kaynarca ve Fikret Kuşkan gibi usta isimleri bir araya getiren dizi belki kanalın tozlu arşivlerinden fırlayıp televizyon ekranlarındaki yerini de alabilir. Ne dersiniz?

Holdinglere, bol ihanet ve entrikaya ihtiyaç duymadan tamamen özgün ve bizden diziler üretebildiğimiz yılları çok özledik. İnce İnce Yasemince, Olacak O Kadar gibi topluma ayna tutan parodi programlarını da çok özledik. Eskiden illa ki bir kadın bir erkeğin başrolde olup da imkansız aşk yaşaması ya da töre kurbanı olan insanların hikayelerinin anlatılması gerekmiyordu. Kavgaya, şiddete, mafyatik tiplere ve silahlara da gerek yoktu. Sıcak aile ilişkileri, mahalle ilişkileri bizi mutlu etmeye ve ekran başına kilitlemeye yetiyordu. Eğlenirken öğrenebiliyorduk da. Herkes kendinden bir şeyler bulabiliyordu ekran karşısında. Diziler bu kadar uzun da değildi. En fazla 40-45 dakikada hikayeyi sulandırmadan izleyebiliyor ve tadına varabiliyorduk. Kalabalık senaryo ekiplerinin çalıştığı haftalık 40 dakikalık diziler bize hayatın karmaşasını unutturken gerçeklerden de saptırmıyordu. Ve daha özgürdük. Üretirken, paylaşırken, duygularımızı yansıtırken daha özgürdük! Herkese iyi seyirler…

Ajanda İstanbul/2020

 

 

 

 

Please follow and like us:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error

Ajanda İstanbul'u sosyal medyada da takip edin!